Gün 5 -Route 66’da baktığın her nokta farklı bir renk!…

DSC00022

Sabah muhteşem bir sise uyandık… Yol boyunca çöken sis öylesine güzel bir görüntü yaratıyordu ki… Bu da yetmezmiş gibi arabanın aynasından geriye doğru baktığımızda kızıla çalan gün doğumunu izlemek müthişti… Sanırım biz yine biraz erken yollara düşmüşüz 🙂

Catoosa‘dayız… Demir aksamlı yanyana iki köprü olan Twin Bridge‘in yakınından geçiyoruz. Burası yine gelmeden görülesiler arasında yer alan köprülerinden…

CEN_2063Ve Blue Whale yolun en popüler ikonik yerlerinden biri… Gittiğimiz saatimiz 07.30’u gösterdiğinden bizden başka kimsenin de olmamasının etkisi ile ortamın güzelliğinden ayrı faydalanıyoruz. Blue Whale, küçük bir göl kenarına yapılmış olan yapay bir balina…. İçine girip gezilebiliyor, hatta zamanında balinanın üzerindeki kaydıraklardan göle girme şansınız da olabiliyormuş ama şimdi güvenlik nedeniyle izin verilmiyor. Gölün kenarına geldiğimizde sis gölün üzerine öylesine güzel çökmüştü ki… Gölün bir metre kadar üzerinde sis ve gölden yukarıya doğru uzanan buhar kümesi hayal edin… Bir yanda ben, diğer tarafta Cenk uzun bir süre fotoğrafladık bu güzelliği…

CEN_2075Sevimli bir yer olan Tulsa‘dayız… Yine tam bir Amerikan cafesine giriyoruz kahvaltı için… Tally’s Cafe diğer girdiğimiz yerlere göre daha kalabalık… Beşinci günde olmamıza karşılık hala pek de alışamadığımız kahvaltıyı yaptıktan sonra ödemeyi yapmak üzere kasaya gittiğimizde adam nereli olduğumuzu soruyor. Türk olduğumuzu söylüyoruz, o da Lübnan’lıymış… Masadaki diğer arkadaşlarını göstererek onların da farklı ülkelerden olduğunu söyleyip gülümsüyor ve “Tam fıkra gibi olduk” diyor. Gittiğimiz her yerde çok güzel karşılanıyoruz, ne güzel… Çıktığımızda biraz dolaşıyoruz sokaklarında… Yerlerdeki taşların bir bölümü Route 66 logosunu taşıyor. Yollar, sokaklar ve her adımda bırakılan anılar bu yolun olmazsa olmazı… Buradan çıktıktan sonra arabadaki sohbetimiz de videoda…

DSC00056

CEN_2079Route 66 Bridge yolumuza çıkıyor bu sefer. 1921’de özel malzemelerden üretilmiş bir köprü. 1926’da da Route 66 yolunun bir parçası olmuş. Yol boyunca köprüler ve altından akan nehirlerin olduğu manzaraları keyifle izliyorum. Ama bu sefer altından nehrin ışıltısının yanı sıra hemen ilerisinde bir tank görmenin şaşkınlığı içindeyiz.

Bugün geçtiğimiz yollar yine çok güzel… Direksiyonda ben varım ve Şile’yi anımsatan dağ yollarından geçiyoruz. O da ne… Önümde polis aracı belirmez mi? Yetmezmiş gibi bir de sheriff! Kurallara uyuyorum ama bir tedirgin yaşadım ki sorma gitsin. Epeyce bir süre önlü arkalı gittik, neyse sonunda bir yerde saptı da o yoluna ben yoluma… Bu arada her polis gördüğümüzde tutturuyorum. “Ben tanışacağım… Beraber fotoğraf çektireceğim… Ne olur Cenk konuş polislerle…” diye ama nafile ikna edemedim henüz ama azimliyim, Amerikan filmlerindeki ağabeylerle o fotoğraf çekilecek!

CEN_2088

Phillips 66 yine kullanımdan kalkmış bir gaz istasyonu… Rengarenk boyadıkları sevimli ofisi ve önündeki klasik arabaları ile yine durmadan geçme diyor.

CEN_2091Arcadia… Buraya gelirken bu kadar renkli bir yer alacağını düşünmemiştik! Önce yine keşif için sokak aralarını geziyoruz ve hemen sağda Round Barn bizi karşılıyor. Daire şeklinde toprak renginde bir tahıl ambarı. Yola devam ederken solda dev bir şişe heykeli gözümüze çarpıyor. Hemen yolun aksi yönüne dönüp içine giriyoruz. Ve karşımızda Pops… Tek kelime ile muhteşem bir yer! Soda çiftliği diyorlar kendilerine ne kadar doğru… Raflara renk renk, çeşit çeşit sodalar sıralanmış… Hayal edin, içinde ne olan bir soda içmek isterdiniz? İşte emin olun o burada var! Yüzlerce çeşit arasında insan deliye dönüyor… Biz abartmayıp ikisini denedik ve hiç de fena değildi hani… Hemen arka tarafına çimli bir alan yapmışlar… Herkes banklara otururken biz çimlere yayılıp hem yolun yorgunluğunu attık hem de leziz sodalarımızla serinledik. O kadar keyifli ve güneşli bir gün ki beş gün evvel Chicago’da kazak üstü polar, polar üstü kaz tüyü paltolar giyip, üstüne yün şapka için alışveriş yaparken şimdi sandalet, askılı elbiselerle ortamın tadını çıkartmak pek bir güzel geliyor. Ve videosu da burada

DSC00101

Oklamoma City’i geçiyoruz. Büyük bir şehir ve trafiği oldukça yoğun… Ama büyük yerler nedense çok ilgimizi çekmiyor. Sanki asıl hayat geçtiğimiz bu küçük kasabalarda atıyor.

Bugünü biraz erken kapatalım dedik ve akşam Clinton’da Hotel 6 bugünün en uygun oteli oldu. Geniş rahat bir odası var. Yine benzin istasyonu yanı bir otel var ve yakınında bildik yer Mc Donald’s… Olsun en azından yemek yiyebilecek bir yer var, daha ne olsun 🙂 Ortama uymak, vakti olabildiğince güzel değerlendirmek, olanla mutlu olmak ve hep mutlu olmak… İşte Route 66’nın başka bir karesi!

Yola Çıkış saatimiz: 06.20

Kontak Kapatış: 18.40

Başlangıç-Bitiş: 801,7 – 1.074,9 mil

Gece Konaklama: Oklahoma – Clinton – Hotel 6

“Amerika vizesi” ile ilgili aklımda bir sürü soru var” diyorsanız “Amerika vizesini merak edenlere”

“Amerika’da nasıl araç kiralayabilirim?” diyorsanız “Yurt dışında araç kiralayanlardan mısınız?”

Ölmeden önce yapılacaklar listenizden bir madde daha silmek isterseniz, “15.000 feet yükseklikten gökyüzü dalışı… Skydive Las Vegas!”

“İşte çılgın bir yol hikayesi… Route 66″

“Gün 1- Route 66’da Geçecek ilk günün heyecanı”

“Gün 2- Route 66 bizi kalbi güzel insanlara doğru sürüklüyor…”

“Gün 3- Route 66’nın her köşesinde ayrı bir ayrıntı gizli…”

“Gün 4 -Route 66 serüveninde bir günde üç eyalet”

“Gün 6-Route 66 ruhunu yaşamaya ne dersiniz?”

“Gün 7 -Route 66’da New Mexico’dayız… Ve mutlaka Santa Fe!”

“Gün 8 -Route 66’da Albuquerque’de Romantizm…”

“Gün 9 -Route 66’da Vahşi Batı’ya Hoş Geldiniz!”

“Gün 10 -Route 66’da Doğa ile içiçe bir gün: Grand Canyon!”

“Gün 11 -Route 66 Çöllerinde Sessizliğin Çığlığı”

“Gün 12 -Route 66 yolunda Türk bayrağımız Bagdad Cafe’de”

“Gün 13 -Hoşçakal Route 66!”

başlıklı yazılarımı da okumanızı öneririm.

Yol boyunca çektiğimiz videoları Busece Kareler YouTube kanalından izleyebilir, dilerseniz takip listenize ekleyebilirsiniz.

Facebooktwittergoogle_pluslinkedin

Benzer yazılar

Yorum Yapın

*