Gün 3 – Route 66’nın her köşesinde ayrı bir ayrıntı gizli…

Yine gün ağarırken yollardayız ve “Wellcome to St. Louis” tabelası bize “Günaydın!” diyor. Sabahın kör saatlerinde arabanın içinde ne durumdasınız derseniz çektiğimiz videoya göz gezdirebilirsiniz… İlk durağımız Indian Harvest Trade. İki üç çadırdan küçük bir kızılderili kasabasına benzeyen bir ortam yaratmışlar. Kapıdaki bayan bütün güleryüzü ile bizi karşılayıp gezmek için para isteyince biz de içeride ne olduğunu sorduk. Dışarıdan göründüğünden öte içeride sadece hediyelik eşya bölümü olduğunu öğrenince girmekten vazgeçtik. Ucunda para 3.gün2 olmayacağını gören o güleryüzlü kadın çirkefleşip bağırmaya başlayınca bu sefer de o hali bize çok komik geldi ve gülümseyerek yola devam ettik. Bu ilginç başlangıcın ardına Standon‘dayız ve en önemli yeri olan Meramec Caverns. Missouri’nin genelinin mağaralar bölgesi olduğu söyleniyor. İlginç olansa mağaraların birçoğu ailelere ait ve eğer isterlerse halka açıyorlar. Gelelim bölgedeki mağaraların en ünlüsüne; Meramac Caverns. Ben ki bayılırım mağaralara, şansıma bir süreliğine kapalıymış. Bir de kısa süreliğine kapalı olduğunu öğrenince biraz üzülüyorum ama yapacak birşey yok. Çok keyifli bir yer burası, biraz bahsedeyim. Mağaraya gitmek istiyorsanız rotadan biraz çıkmanız ve ağaçlar içinde çok keyifli bir yoldan geçmeniz gerekiyor. Yol üstünde yılan gibi bazı 3.gün1hayvanları görüp dokunabileceğiniz yer bile var. Ulaştığınız alanda, alan diyorum çünkü burada birçok şeyi birarada yapabiliyorsunuz. Örneğin bir bölümü kamp kuracaklara ayrılmış… Tercihiniz motel ise o da var. Akan nehirde kano mu yapmak istersiniz? Yoksa zipline ile nehrin üzerinde ağaçlara doğru kaymak mı istersiniz? Diyeceğim, buraya mutlaka yolunuzu düşünürün ve saatlerinizi değil mutlaka bir gününüzü ayırın… Serengeti‘de yaptığımız kamp sonrası açıkçası buradaki dinginliği hissettiğimizde bir daha gelmek üzere söz verdik kendi kendimize… Unutmadan burada hız limitini “5 mil” olarak gördük. Yürüyenler bizi geçiyorlardı size öyle anlatayım yani 🙂

Ve yola devam… Wagon Wheel Motel Route66’nın uğrak otellerinden biri… Gündüz saatleri olmasından dolayı malesef konaklayamıyoruz ve fotoğraflamakla yetiniyoruz. Ama gerçekten çok keyifli bir yer…

3.gün12

Amerika’da 5., yolda 3. günümüz… Trafiğe ne kadar hakim olmaya başlasak da belli noktalarda takılıp kalıyoruz. Hani bizde trafik lambaları üçlüdür ya burada bazı sağa/soğ dönüşlerde bu sayı beşe çıkıyor; sola kırmızı, sola yeşil ekleniyor mesela. Tamam bunu da çözdük, düz yola yeşil yanarken sola kırmızı ise duruyoruz. Ama bazen bu ışıklar yetmezmiş gibi bir de üzerine tabela koyup “Yield On Green” olunca al başına derdi… Şimdi ne demek istiyorlar. İşte bugün de şöyle bir trafik hayal edin. Gidiş geliş her iki ana yol ciddi bir trafikle akıyor, bizim sola dönmemiz gerekiyor ve pozisyon bu… Sola yanaşıp ne yapmamız gerektiğiniz anlayana kadar arkamızdaki arabalar 1 oldu 2 oldu. Biz orada 10 dakika kadar ne yapmamız gerektiğiniz çözmeye çalışırken… İnanılmaz olan ne bir korna, ne camdan uzanan bir el, ne aynadan gözle kurduğumuz temasta bir devam et işareti… Adam sabırla bizi bekledi… Sadece o da değil, arkamızdaki ve onun arkasındaki ve onun arkasındaki…

3.gün6Cuba‘dayız ve hala kahvaltı yapmamış olmanın açlığı ile karşımıza önemli cafelerden biri olan Shelly’s çıkınca hiç düşünmeden önüne arabamızı park ediyoruz. Ben pancake ve Cenk de ayrı bir tabak sipariş edince, sofradan kalkarken midelerimiz bayram edeceğine, açgözlülüğümüzden bizi cezalandırmak için bence bahaneler aramaya başlıyor. Hiç akıllanmayacağız sanırım, biz kim Amerikan porsiyonlarını yemek kim? Birbirimize ne jestler yapsak da kendi tabağımızdakileri sunmak için, yarısı tabakta kalarak oradan ayrılmak zorunda kalıyoruz. Bu arada acayip keyifli bir yer… Yine diğer cafelerde olduğu gibi yemekler önümüzde pişiyor ve evet her şey fazla fazla sunuluyor… Bir de komik gelecek ama tuvaleti o kadar keyifliydi ki etrafa bakınmaktan çıkmak içimden gelmedi 🙂

Yolun en sevdiğim tarafı… Sanki bir süre karşınıza hiçbir şey çıkmayacak gibi onlarca mil araba kullanacağınızı3.gün3 zannederken bir anda dev bir heykel ya da bundan tarihi 60-70 öncesine dayanan bir cafe çıkabiliyor karşınıza. İşte Red World Largest Rocker da bunlardan biri… Giderken bir bakıyorsunuz sağınızda dev bir sandalye! Guiness Rekorlar Kitabına 2008’da giren bu sandalye halen rekoru elinde tutmayı başarmış… Hemen yanında yer alan Fanning  Outpost General Store Route 66 boyunca gezilebilecek en keyifli hediyelik eşyacılardan biri… Yüksük koleksiyonumun yola ait ilk parçasını da buradan alıyorum. Bu arada, buraya kadar yol üzerinde gördüğümüz evlerin çoğunun verandasında, büyük büyük yıldızlar asılı olduğu gözümüze çarpmıştı. Nedenini düşündüğümüzde kendimizce yanıt verip, herhalde o evlerde şehitlerinin olduğu kanısına kapılıp her gördüğümüzde bir de üzüldük. Bu girdiğimiz dükkanda da bu yıldızlardan satıldığını görünce oradaki görevliye anlamını sorduk. Yanıt pek de tahmin ettiğimiz gibi değildi, dedi ki; “Bu güzel bir görsel. Aynı zamanda bayrağımızda da yıldızımız var. Bu nedenle evlerimize asmayı severiz” oldu. Eee yurt sevgisi, saygı duymak lazım!

3.gün7

Muhteşem bir yeşillik içinde yol akıyor, hiç bitmesin istiyorum. Böyle yollarda araba kullanmak da ayrı keyif… Doğa3.gün4 ayrı güzel, trafik yok, aslında pek araba da yok… Rolla‘da Devils Elbow Bridge… Nasıl güzel bir yersin sen böyle… Altından geçen nehir, solunda içeriye uzanan orman… Kuş sesleri, sıcağın tatlı tatlı yüzüne vuruşu… Şükürler olsun dedirtiyor, binlerce kez… Burayı görmenizi isterim, mutlaka videosuna bakın!… Hemen yanında Elbow Inn & BBQ. Bu cafe&restaurant daha çok motorsikletlilerin uğrak yeri… İçeride bilardo masası ve tavanlardan sütyenler sallanıyor… Çok eğlenceli 🙂

3.gün9

Yol bir güzel devam ederken yol bitti. Evet evet yanlış duymadınız, yol bitti! Tam bir köprüye geldik, önüne geçilmez tabelaları, yetmiyormuş gibi bir de bariyer koymuşlar. Ama navigasyonumuz bugün var hemen alternatif bir yol bulduk tabii… O da ne, bu yol da kapalı… Olsun, üçüncü bir yol daha bulduk. Ağaçlık beton ama keyifli bir yol. Kaybolmanın ne önemi var. Amerika’dayız ve zaten her yer bize yeni… O zaman ne yapıyoruz? Hemen kenara çekiyoruz daha doğrusu yolun ortasında duruyoruz -çünkü araba da geçtiği yok- İşte o sıralar bizi, izleyin! 4 mil kadar bu yolu takip ettikten sonra bir çiftliğin içinde bulduk kendimizi. 3.gün10Herhalde buranın içinden Route 66’ya bağlanacağız derken mıcır başka bir yola girdik. Ve aslında birinin çiftliğiymiş burası ve tahmin edeceğiniz üzere diğer çıkış kapalıydı. Ve biz aynen geri! Biraz tırstık tabii, birinin evindesin aslında ve bu da Amerika’da ceza nedeni olabiliyor tabii, hatta ev sahibi de bu durumdan hoşnut değilse vay canınıza… Neyse ölmek var dönmek yok, illa bulacağız ya Route 66 yolunu… 4. denememizde sonunda bağlanabildik… E bu da yaklaşık bir saat zaman kaybı… Ama olsun ne güzel değişik bir sürü yer gördük yine…

Bu günlük bu kadar… Artık dinlenme zamanı… Lebanon‘dayız ve EconoLodge‘da konaklıyoruz bu akşam… Ve odamız çimenlere açılan kapısında, yüzümüze vuran ılık gün batımında huzuru yaşıyoruz birbirimizin gözlerinde…

3.gün11

Yola Çıkış saatimiz: 06.36

Kontak Kapatış: 18.00

Başlangıç-Bitiş: 398,8 – 603,4 mil

Gece Konaklama: Missouri – Lebanon – EconoLodge

“Amerika vizesi” ile ilgili aklımda bir sürü soru var” diyorsanız “Amerika vizesini merak edenlere”

“Amerika’da nasıl araç kiralayabilirim?” diyorsanız “Yurt dışında araç kiralayanlardan mısınız?”

Ölmeden önce yapılacaklar listenizden bir madde daha silmek isterseniz, “15.000 feet yükseklikten gökyüzü dalışı… Skydive Las Vegas!”

“İşte çılgın bir yol hikayesi… Route 66″

“Gün 1- Route 66’da Geçecek ilk günün heyecanı”

Gün 2- Route 66 bizi kalbi güzel insanlara doğru sürüklüyor…

“Gün 4-Route 66 serüveninde bir günde üç eyalet”

“Gün 5 -Route66’da baktığın her nokta farklı bir renk!…”

“Gün 6-Route 66 ruhunu yaşamaya ne dersiniz?”

“Gün 7 -Route 66’da New Mexico’dayız… Ve mutlaka Santa Fe!”

“Gün 8 -Route 66’da Albuquerque’de Romantizm…”

“Gün 9 -Route 66’da Vahşi Batı’ya Hoş Geldiniz!”

“Gün 10 -Route 66’da Doğa ile içiçe bir gün: Grand Canyon!”

“Gün 11 -Route 66 Çöllerinde Sessizliğin Çığlığı”

“Gün 12 -Route 66 yolunda Türk bayrağımız Bagdad Cafe’de”

“Gün 13 -Hoşçakal Route 66!”

başlıklı yazılarımı da okumanızı öneririm.

Yol boyunca çektiğimiz videoları Busece Kareler YouTube kanalından izleyebilir, dilerseniz takip listenize ekleyebilirsiniz.

Facebooktwittergoogle_pluslinkedin

Benzer yazılar

Yorum Yapın

*