Sanırım beş dakika daha fazla burada kalabilmenin telaşıyla ikimiz de 04.30’ta güvertedeyiz. Amazon’daki son saatlerimizde günün doğumuna tanıklık ediyoruz sessizliğimizde… Günün ağırışıyla karşımızda duran Nauta’nın ışıkları sanki hayatın gerçekliğine bizi alıştırıyor gibi… Bir haftadır o kadar doğayla içiçeydik ki, o ışıklar bile sinirimi bozuyor, sanki ‘bu aslında alışık olduğun yaşam’ diyor… 07.00’de sırt çantalarımızı kamaralarımızın önüne koymamız söylendi dün. Biz de son kontrollerimizi yapıp çıkarıyoruz saatinde… Kahvaltı sonrası İquitos’a doğru hareket… Son kez hız teknelerimize bindiğimizde bu sefer kalbim biraz buruk. Mürettebattan benim de…
Devamı...Kategori: Yaşam
Gün 6- Piranalarla sen de yüzer misin?
Sabahın erken saatlerinde kanolarında okula giden çocuklarla el sallaşıyoruz. Buranın rutini… Çocuklar muson yağmurları da olsa her gün okul için sulardalar… İki gündür nehir gemimiz lokal bir köye yakın bir yere bağlı. Bakıyorum da onlar bizden de erken güne başlamışlar. Otlar biçiliyor, evlerine giden yollar açılıyor, diğer tarafta başka biri evini onarıyor. Durmadan bir hareket var özellikle sabah saatlerinde. Bugün nispeten daha yumuşak aktivitelerle geçen bir gün olacak. Ve öğleden önce merakla beklediğim o buluşma gerçekleşecek: Piranalar… Evet evet yanlış duymadın, günün ilk deneyimi pirana tutmaya gidiyoruz! Hız tekneleri…
Devamı...Gün 5- Amazon’da gece sesleri
Güne daha güzel bir başlangıç olabilir mi… Kamaranın kapısını açtım, hemen önümde zıplayan bir yunus bana merhaba dedi 🙂 Nehir yunusları bunlar… Zaman içinde tatlı sulara uyum sağlamışlar. Genelde sürü halinde yüzüyorlar ve bu şekilde birbirlerini koruyorlar. Ve ben onların gizli bir hayranıyım… Uzuuunn bir orman yürüyüşümüz olacak bugün. Buraya gelirken uzun kollu giymemiz gerektiğinden ince pamuklu kollu kıyafet arayışına girmiştik. Cenk’e son gün birşey bulduk da benim bulduklarım hep sentetik karışımlıydı ve mecburen almıştım sinek, böcek sokması korkuma. Ve onlar beni çok! zorladı. Terletmesinin yanı sıra, ıslanınca üzerime yapışıyor…
Devamı...Gün 4- Şamanla tanışma
Gün doğumlarında Amazon gerçekten beş duyuyu uyandırıyor. Her sabah yeşil çayım eşliğinde meditasyon yapıp doğayı dinliyorum. Küçük bir grup olmamız çok avantajlı oldu bizim açımızdan. Güvertede genellikle sadece Cenk ve ben oluyoruz sabahları, bir de bilgisayarında kendi halinde vakit geçiren kişi. Biz de sessizlik anlarına da alan açan bir çift olduğumuzdan, kimseyle konuşmak zorunda olmadan sadece kendimiz ile başbaşa olan bu anlar gerçekten çok kıymetliydi kendi açımdan… Ve bir klasik 06.30’da sinek ilaçlarımızla yıkanıp teknelerde hazır nazırız yine… Sabahın erken saatleri olmasına karşılık hava çok sıcak, nem Amazon’da genellikle %100’ün…
Devamı...Gün 3- Nauta Pazarı
Sabahın kör saatinde yine ayaktayız Cenk’le. Gün boyunca kahve ve çay için stand var teknenin dinlenme alanında. Ve 05.00’te güvertedeyiz ve sıcak suyumuz hazır. Durum böyle olunca Cenk kahvesi ben de Türkiye’den getirdiğim yeşil çayım ile güne başlama ritüelli oluşturduk kendimize. Sabahları sivrisinekler bir başka kafayı yemiş halde olsalar da, kimsecikler yokken doğanın kokusunu çekip, sesini dinlemek sanırım ikimize de iyi geliyordu. Bugün yine 06.30’da hız teknesinde başka bir bölgeye doğru yol alırken sabah serinliği yüzüme çarpıyor. Yavaşlayıp sabahın erken saatlerinde avlanan kuş türlerine tanık oluyoruz. Rengarenk kuşlar her tarafta…
Devamı...Gün 2- Amazon’un derinlerinde…
Sabah ilk günün heyecanını mı bilemiyorum 04.30 uyanmıştık. Kamarada oturmak yerine güverteye çıktık hemen. Gün doğumu muhteşemdi. Dün geceden kalan yağmurun izleri var hala. Hafif serin ama duru bir sabah… Ve gemimiz gün doğumunda akıyor, biz de oturduğumuz yerden manzaranın tadını çıkarıyoruz, daha ne isterim! 06.30’da tüm grup toplanma alanındaydı. Gemiyle seyreden iki de hız teknesi var. Durum şöyle, her keşif çıkışında nehir gemisi belli bir yere demir atıyor ve sonrasında biz bu iki hız teknesine bölünüp geminin giremeyeceği Amazon’un derin yerlerine doğru akıyoruz. Bir ana bir yardımcı doğa bilimci…
Devamı...