Yastayken en çok duygular konuşuluyor öyle değil mi? Keder, üzüntü, acı, pişmanlık, suçluluk, yalnızlık, öfke…. Eminim bu kelimeleri okurken sen de zihninde yenilerini ekliyorsundur. Bezen biri bazen birkaçı ile başbaşa kalıyorsun. Ama sadece bunlar mı yaşadıkların?
Bunun yanında bedeninin de verdiği tepkiler olabilir. İştahının kesilmesi ya da artması, baş ağrısı, ishal, kabızlık, göğsünde sıkışma ya da boğazında düğümlenme hissi… Duyguların yanında bedensel olarak da sinyaller duyabilirsin bedeninden…
Bu da yetmez bir de bilişsel tepkilerin de olabilir. Boşluk hissi yaşabilirsin mesela. Kolayca odaklanabildiğin şeye şimdi konsantre olman güç olabilir. Karar vermekte zorlanabilirsin ya da o kadar uçuşuyordur ki zihnin bir türlü merkezine çekemezsin kendini.
Vamık Volkan’ın dediği gibi, parmak izi gibidir yasımız. Birimizin yaşadığı bir diğerine benzemez. Hatta senin bile bir günün başka bir gününe benzemeyebilir. Ve her ne yaşıyorsan, ona da tamam… Sen “biricik”sin; yasın da öyle…
Bu yazı ilgini çektiyse sayfamdaki bu bölüme de göz gezdirebilirsin.



