İskelet Müzesi, katedralleri ve huzurlu sokaklarıyla Kutna Hora!..

Prag 45
Bir kasaba düşünün… Dingin, akşamüstü oldu mu elin ayağın çekilip sokaklarında Prag 40kimseciklerin kalmadığı… Ya da yamaçtan uzanan bir manzara düşünün mesela; küçük küçük evlerin olduğu, ağaçların arasından tren yolunun aktığı… Kasabanın tek oyun parkının salıncağında gökyüzüne doğru uçarken kahkahalarıyla renklenen çocuklar hayal edin… Katedraller, kiliseler, köprüler, heykellerle bezeli muhteşem bir tarihin adım mesafesinde olduğu ya da…. İşte Kutna Hora!

Prag’a yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Kutna Hora’ya giderken araç kiralamayı tercih ettiğimizden, yol üzerinde istediğimiz yerde durma fırsatı da yakaladık. Bu sayede aynı gün hem buraya hem de Terezin Toplama Kampı‘na da gidebildik. Siz “Ben araba kullanmak istemiyorum” derseniz Prag’dan otobüsle de Kutna Hora’ya ulaşmanız mümkün tabii…

Prag 37Aslında geliş nedenimiz Seldec Kilisesi’ni görmek… Özelliği ne derseniz, 40.000 insan kemiği ile dekore edilmiş!… Evet yanlış duymadınız… Kilisenin girişinde kemiklerden “İnsanlığın kurtarıcısı İsa’dır!” yazısı ile karşılanıyoruz. Merdivenlerin hemen tepesinde yine kafatası ve kemiklerle bezeli haç bulunuyor. Alt şapele indiğinizde köşelerde birbirine bağlanmadan tamamen üst üste yığılarak düzenlenmiş kemikten piramitler ışıklarla aydınlatılmış size bakıyor. Dağıtılan yazılarda diyor ki; “Buradaki insan kemikleri sanatçının özel ilgisi veya zevki amacıyla dekorasyonda kullanılmamıştır. Bu kemikler, Tanrı’nın mahkemesine çıkmış olanları temsil ediyor. Ölüm hiçbir fark gözetmiyor. İsa’nın insanlığı kurtarışı görevi; vücut bulma, haça gerilme ve yeniden dirilme ile başlar. Bu kurtarış tüm ölenlerin yeniden Prag 38dirilmesi ile bitecektir. Her kişi yeni yaşama çağrılacaktır. Ama ancak yaşamını dürüst, adil ve hakça sürdürenler sonsuz mutluluğa ve cennete ulaşacaktır.”

Şapelin ortasında insan vücudunda olan tüm kemiklerin yer aldığı büyük bir avize bulunuyor. Avizenin hemen altında bir çeşit türbeye giden bir giriş bulunuyor. Burada Kutna Hora’nın ileri gelenlerinden 15 kişinin kemikleri yer alıyor.

Schwarzenberg ailesinin armasının bulunduğu amblemde Türk’ün gözünü oyan karga bulunuyor. Schwarzenbergler’in 1591 Raab Savaşı’nda Türkleri yenmelerini sembolize ettiği belirtiliyor. Bir Türk olarak tabii hoşuma gitti dersem yalan olur.

Prag 32Bu yapıtın “ebediyetin değeri” gerçeğini hatırlattığı söyleniyor… Haklı oldukları ise, enteresan bir ruh haliyle ayrılmam oldu buradan. Vaktimiz varken Kutna Hora’yı da görelim diyoruz. Meğer burası hiç de -öylesine- görülebilecek bir yer değilmiş… Bir şeyler içmek ve soluklanmak için bir parkın kafesinde mola veriyoruz. Kızımla birlikte salıncakta özgürlüğümüzü taşıyoruz gökyüzüne! Sonra sessiz sokaklarında gezerek göz kamaştırıcı bir manzara bizi çağırıyor. Yan tarafında heykellerin olduğu muhteşem bir köprünün sonundaki katedral görülmeye değer. Katedrala Svate Barbory’in içindeki vitraylar, tablolar, kullanılan ahşap malzemeler öyle etkileyici ki…

Sokaklar tarih kokuyor. Binalar, çeşmeler, dükkanların vitrinleri… Huzur gereğinden fazla, sessizlik insanın kulağını acıtanından…

Prag gezisi yapıyorsanız eğer mutlaka ama mutlaka listenizin ilk sıralarında yerini almalı Kutna Hora… Sadece görmek için değil tabii, ömrünüze ömür katmak için…

Anıların devamı için Foto… Foto…

Bu yazı ilginizi çektiyse bunları da okumak isteyebilirsiniz;

“Zamanı Durdurmak için Prag…”

“Nazım’ın Ruhuyla Kavarna Slavia…”

“Prag’da Hayat ile Ölüm Arasındaki Denge: İşkence Müzesi”

“Terezin Toplama Kampı… İnsanlıktan Utandığım Yer…”

Facebooktwittergoogle_pluslinkedin

Benzer yazılar

Yorum Yapın

*