Kabul’den Destek’e…

Kabul'den Destek'e...

“Yüzyıllar boyunca insanlar çemberlerin cazibesine kapıldı, çember gördükleri yerlere anlam yükledi. Gezegenlerin güneşin etrafında sonu gelmeyen dönüşünden, saatin kollarının hareketine ve basit bir alyansa kadar. Bir çemberin insanın hayatını nasıl etkileyebileceğini en iyi ben bilirim. Ya da ölümünü… Celladın ilmiği de bir çember değil midir?”  Outlander 

Katıldığım inzivanın son gününde ortaya serilen dairenin etrafında kapalı duran kartlardan birini seçebileceğimiz söylendi… Seçtiğim kart “Destek”ti… Geçen inzivada da benzer bir çalışma yapmıştık ve o zaman seçtiğim kart geldi gözümün önüne; “Kabul”

Analitik kafamı bilen bilir… Görmediğimi, dokunamadığımı sorgularım bolca… Spritüellik ve ben…Immm hala uzak aşıklarız 🙂 Lakinn…

Kabul'den Destek'e...İstanbul’a gittiğimde arkadaşım Hayat’ın evinde kalıyorum genellikle… Kendisi seramik sanatçısı (ki bir röportaj yapmıştık zamanında okumak isterseniz linki aşağıda paylaşırım) aynı zamanda da astrolog… İlk inziva dönüşü yine bir İstanbul buluşması akşamında oturuyoruz, o sırada bilgisayarı önündeydi, “Senin doğum tarihin neydi?”dedi birden… Meğer haritamı açıyormuş… Sohbetlerimiz ilginçtir onunla, ben “Saçma ama sana bir sey söyleyeceğim” ile başlarım anlatmaya, o beni gülümseyerek dinler, sonra; “Saçma değil, sadece kabul etmiyor olabilir misin?” der… Ne o beni yargılar, ne ben O’nu… Ben analitik, o spritüel anlaşıp gideriz orta yolda 🙂 O gün de onlardan biriymiş meğer… Dedi ki bana; “Buse, bu yıl sana kadın çemberleri çok iyi gelecek!” Yarısı içimden yarısı dışımdan dedim ki Hayat’a, “Ben kadınlardan çok erkeklerle daha iyi anlaşırım. Sen bana kadın çemberleri diyorsun… Hadi geçtim onu, bir de ‘çember’! Bu tabirler bile beni iğreti ediyor”… Dedi ki; “Biliyorum pek sevmezsin öyle şeyleri ama gir bu çemberlere…” Ben tabii unuttum gitti bu diyalogu… Ta ki Mayıs ayında Nefes ve Meditasyon Eğitmenlik Eğitimi’nin kapanış seremonisi olana kadar…

Sertifikalarımızı almadan evvel kart seçimlerimizi yinelerken eğitmenimiz Seçkin, “Bakalım seçtiğiniz kart sizin için ne ifade edecek? Bazılarınız bu çalışmayı ikinci kez yapıyorlar. Onlar bir önceki kartları ile bağlantı kurabilecekler mi?” dediğinde… Zihnim bir önceki kartın fotoğrafına gitti; “Kabul”… Ve bir anda Hayat’ın söyledikleri zihnimde yankılandı; “kadın çemberleri”… Eylül-Mayıs arası dönemde İzmir’de bir kadın çemberi bana arkadaşlığın sıcaklığını hissettirmişti, Eylül inzivasındaki kadınların bir bölümü hayatıma dahil olmuştu, Aralık ayında başladığım eğitimde tek bir erkek bile yoktu ve yaklaşık kırk kişilik bir çemberdeydim, İstanbul’a geldiğim zamanlarda yine kadınlar evlerini açmışlar, dostlukları kaldığı yerden beni çevrelemişti… Ve o an’da yine otuz kişilik bir kadın çemberinde bu farkındalık halindeydim… Geçen yıl çektiğim kart olan “Kabul”, acaba birşeyleri kabul için bir hatırlatma mıydı? Olanı olduğu gibi kabulden bahsediyoruz ya yogada… Aslında sürece zaten kendimi bıraktığımda zaten o kadınlar kendi kabullerini mi gerçekleştirdiler yaşamımda? Ya da bunu kabul ediyorsam, başka kabullere de yer açabilir miyim, açıyor muyum ya da açmalı mıyım ki? Kafamda deli sorular…

Mayıs’ta seçtiğim kart ise Destek… Kabul’den Destek’e bir akış var mı bilmiyorum. Şu an bir kelimenin bir anlamda karşılığı da yok zihnimde… Ama meraklandırıyor beni… Bu notlar da burada kalsın. Kalsın ki; belki bir gün Kabul’in hayatımdaki yerini bulurum ve bu yazı ile birleşir o zaman… Kim bilir?

Ve ben bunları yazıp tamamladıktan sonra şu sıralar izlediğim Outlander dizisini açtım izlemek için… Bölümün başındaki konuşmalarda çemberlerden bahsediliyor olmasına kaç puan? 🙂 Oradaki diyaloğu ekledim yazın başına… öyle işte…

Herkesin spritüelliği kendine 🙂 Hepimiz değişim, dönüşüm içindeyiz. Kim bilir bir gün ben de başka şeyler konuşuyor olurum. Keşfetmeyi seviyorum, en çok da kendimi….

 

Facebooktwittergoogle_pluslinkedin

Benzer yazılar

Yorum Yapın

*