Paulo Coelho’nun “Akan Nehir Gibi” isimli kitabının sayfalarında başından geçen olayları, ona anlatılan hikayeleri ve hayatini meydana getiren nehirdeki düşüncelerini anlatmış… Ölüm konusuna da sık sık değinmiş kitabında… Bunların içinden “Dünya Turuna Çıkan Ölü” ismini verdiği bölümse beni çok etkiledi. Fransız Le Figaro gazetesinde Guy Barret imzalı bir yazıdan bahsediyor Coelho. 2001 yılının Haziran ayında yaşanmış gerçek bir olaydaki kişi Amerikalı bir kadın olan Vera Anderson. Yaşlılığında ağır bir kardiyovasküler rahatsızlığa yakalanıyor ve yıllarını bir odada, oksijen makinesine bağlı halde geçiriyor. Vera’nın hayali dünya turuna çıkmakmış ve bu hayalini gerçekleştirmek için emekli olana…
Devamı...Kategori: Yaşam Tarzım
Deliklikaya Şelalesi’nde ‘su’ gibi olmak
Artvin seyahatimde Deliklikaya Şelalesi’ne gittiğimden bahsetmiştim. Ama oradayken neler hissettiğimi yazmamıştım. Aracımızı park ettikten sonra şelaleye varmak için bir süre yürümemiz gerektiğinden yeşilin gücü ve yürüyüş parkurumuzu takip eden derenin eşliğinde doğa ile uyumlanmamız hızlı oldu. Şelalenin ismi doğal oluşumundan kaynaklanıyor. Dağlardan akan su kayaya daire şeklinde koca bir oyuk açmış oradan akıyor, biz insanlara da bu güzelliği seyretmesi kalıyor. Ama bu yazıda bahsetmek istediğim sadece bu seyir halinden öte bu gördüklerimin bana işte tam o an’dayken düşündürdükleri… Yaklaşık beş aydır bir eğitim alıyorum Cem Şen’den, hatta önümüzdeki hafta son…
Devamı...Peru’da nasıl? Türkiye’de nasıl?
Ülkeler serisine devam… “Amerika’da nasıl? Türkiye’de nasıl?”, sonrasında “Hindistan’da nasıl? Türkiye’de nasıl?” derken sırada “Peru’da nasıl? Türkiye’de nasıl?” var 🙂 Bayılıyorum yeni kültürlerle tanışmaya… Doğayla bütün olabildiğim an’lara… Ve bildiğim kültürden farklı olanla karşılaştığımda aldığım hazzı yazıyla ne kadar anlatabilirsem o kadar… Hani o bölgede uzuncana da kalınca normalleşiyor ya her şey, normal olsun istemiyorum unutmamak için… İşte bu yazı da Peru normalleri 🙂 Peru insanlarından başlayalım. Ne yazık ki Türk insanları gibi misafirperver değiller, en azından benim deneyimim böyle. Hani Cem Yılmaz’ın bilindik repliklerinden biri olan “Faruk eczanesi!” halimiz ne…
Devamı...Yükseklik Hastalığı
Son beş günü yüksek irtifada geçirdik ve okuduğunuz birkaç yazıdır da dönüp dolaşıp yükseklik hastalığından bahsediyorum. Nedir bu yükseklik hastalığı dediğini duyar gibiyim. Ama anlatmadan önce belirtmek isterim ki bu anlatacaklarım tamamen bizim deneyimlerimiz… Bu nedenle doğru ya da kesin bilgi olduğunu düşünmeyin. Lütfen kendiniz araştırın, doktorunuza danışın. Ben de gitmeden evvel bolca okudum, doktora gidip tavsiyeler aldım, gittiğimizde yerellerle konuştum ve hatta şunu da söyleyebilirim ki ne yapsak tam olmadı 🙂 Onun için asla bu yazdıklarım referansınız olmasın… Yükseklik hastalığını farklı isimlerle duymuş olabilirsiniz. Dağ hastalığı, irtifa hastalığı gibi…
Devamı...Deniz aslanlarından çöle, oradan Nazca’ya şaşırtıcı bir gün!
Peru’da ulaşımı nasıl sağlamalıyız konusunu gitmeden önce araştırırken araç kiralarsak yolların güvensiz olduğunu öğrendik. Daha sonra otobüs firmalarına yönümüzü çevirdik. Onların da en güvenirlerinin terminalleri merkeze uzak ya da bulması güçmüş, aynı zamanda, vaktinde kalkmama ihtimalleri de olabiliyormuş. Malum bizim de vaktimiz kıymetli tabii… Ve Peru Hop’u bulduk. Bu firma ile ilgili ayrıca bir blog yazacağım, eğer bir gün sen de gitmek istersen Peru’ya kolaylık olur. Sabah 06.00’da Peru Hop bizi aldı. Arequipa’ya kadar tüm duraklarımızdan transfer hizmetinden onların araçlarını kullandık. Ve ilk durağımız Paracas! Paracas için yereller iki ayrı ifade…
Devamı...“Hayır” diyebilmek, “Hayır”ı duyabilmek…
“Yapmazsam kızarlar, beni sevmezler, hiç nazikçe bir davranış olmaz, ben onlara nazik olursam onlar da bana olur… gibi gibi düşüncelerle ‘Hayır!’ diyemediğimizde her iki taraf da gönülden vermenin keyfini kaçırmış olur. İki tarafın da bunun bedelini bir şekilde ödediğini görebiliriz. Hala bağlantımızı korurken, gönülden alıp vermenin tadında “hayır” diyebiliriz. Peki “hayır”ı duymakta zorlanıyor muyuz? Reddedildik diye mi düşünüyoruz? Hayırların ardındaki evetleri duyarak bağlantıyı korumanın yollarını keşfetmeye ne dersiniz?” Bu başlığı sosyal medyada okuduğumda bir ses durdurdu beni… Düşündüm bir süre ve sonra kendimi bilgisayarımın başında buldum… Benim de son 6-7…
Devamı...