Bugüne dair…
Buluşmamızın anısını kalplerimizde sıcak tutmak ve belki bir gün o günkü hislerine tekrar bir bakmak isterseniz diye bu notları katılımcılarımızla paylaşmak istedim. Belki yeniden düzenlediğimde sana da ilham olur ve belki o sefer sen de çemberimizin bir parçası olursun. “Hasat” dediğimiz bir anı notu hazırlamak istedim.
Kabataş’tan, Kadıköy’den, Bostancı’dan sabah saatlerinde hareket eden teknelerin içinde bu buluşmaya katılan güzel insanlar vardı bugün… Her biri, yaşamlarındaki yaslarını da heybelerine alıp adaya doğru yollarını çevirmişlerdi.
İskele Önünde Buluşma
İskele önünde birer birer toplanmaya başladık. 11.00 civarı artık bir aradaydık. Kısa bir tanışmanın ardından niyetimizi tekrar dillendirdik. “Yaslarımızla birlikteyken doğanın bizi desteklemesine ve tutmasına izin vermek… Doğanın kapsayıcılığıyla kalbimizin ve zihnimizin bir nebze de olsa ferahlamasına alan açmak…”
Taş Mektep’e kadar sohbetler eşliğinde yürüdük ada sokaklarında. Taş Mektep önündeki kısa molanın ardından kendi özümüze, sessizliğimize büründük.
Bir yanımızda ormanın huzurunu içimize çekerken, diğer yanımızda denizin dinginliğini hissediyorduk. Doğa kışa hazırlanıyor. Ama bir yandan da kışa inat yeşiller canlanmış, etrafta kelebekler uçuşuyor, bir kertenkele hızlıca önümüzden geçiyor. Kimimiz bir an durup denizi seyrediyor, diğer yanda birimiz ağaca sarılıyor. Bir an durup yamaçtan yanımıza inen kediyle oynuyor, bir başkamız yol kenarındaki çiçeğe dokunuyor. Evet kendi sessizliğimizdeyiz ama doğa ana yanımızda ve şefkatle destekliyor her birimizi…
Buse önde yolu yumuşak adımlarla gösterirken Gülşah da en arkada şefkatle gözlüyor grubu. Farkında olmasalar da “buradayız, yanınızdayız” diyoruz yürüyen hepimize…
Çember
Ormanın ortasında güzel bir manzarada en güzel müziği açıyoruz. Kuş sesleri, dalların hışırtısından daha güzeli mi olur?
Minik bir sunağımız var; üzerine yaslarımızı temsilen getirdiklerimizi diziyoruz niyetlerimiz eşliğinde. Ortadaki mumu üfleyip çember açılıyor. Küçük bir meditasyonun ardından her birimiz ellerimizi kalplerimize götürüp alana getirdiğimiz yaslarımızı onurlandırıyoruz.
Sonra Buse bize Thich Nhat Hanh’ın Dünyaya Aşk Mektupları’nda ilk bölümü okuyor.
Her Şeyin Sevgili Annesi
Dünya Ana’ya kulak verin,
Derinden bakıp, içimde mevcut olduğunu ve senin bir parçan olduğumu fark ederken başımı önünde eğiyorum. Senden doğdum ve sen her zaman yanımdasın; beslenmem ve büyümem için ihtiyacım olan her şeyi bana sunuyorsun. Annem, babam ve tüm atalarım da senin çocukların. Senin temiz havanı soluyoruz. Berrak suyunu içiyoruz. Besleyici yemeğini yiyoruz. Otların hasta olduğumuzda bizi iyileştiriyor.
Sen tüm varlıkların annesisin. Sana insan ismi olan Anne diyorum, ama yine de annelik doğanın insanlıktan daha engin ve kadim olduğunu biliyorum. Bizler senin sayısız çocuğundan sadece genç bir türüz. Dünya’da yaşayan -veya yaşamış- milyonlarca diğer tür de senin çocukların. Sen bir insan değilsin, ama bir insandan aşağı olmadığını da biliyorum. Bir gezegen formunda yaşayan, nefes alan bir varlıksın.
Her türün kendine özgü bir dili vardır, ancak Annemiz olarak hepimizi anlayabilirsin. İşte bu yüzden bugün kalbimi sana açarken ve sana dua ederken beni duyabilirsin.
Sevgili Anne, nerede toprak, su, kaya veya hava varsa, sen oradasın; beni besliyor ve bana hayat veriyorsun. Vücudumun her hücresinde mevcutsun. Fiziksel bedenim senin fiziksel bedenindir ve tıpkı güneş ve yıldızlar sende mevcut olduğu gibi, onlar da bende mevcuttur. Sen benim dışımda değilsin ve ben de senin dışında değilim. Sen sadece çevrem değilsin. Sen, benden başka bir şey değilsin.
Senin her zaman içimde olduğunun ve benim de her zaman sende olduğumun bilincini canlı tutacağıma söz veriyorum. Senin sağlığının ve esenliğinin benim sağlığım ve esenliğim olduğunun bilincinde olacağıma söz veriyorum. İkimizin de huzurlu, mutlu, sağlıklı ve güçlü olabilmesi için bu farkındalığı içimde canlı tutmam gerektiğini biliyorum.
Bazen unutuyorum. Günlük hayatın karmaşası ve endişeleri arasında kaybolup gittiğim için, bedenimin senin bedenin olduğunu, hatta bazen bir bedenim olduğunu bile unutuyorum. Bedenimin ve etrafımdaki ve içimdeki güzel gezegenin varlığından habersiz, bana verdiğin o değerli yaşam armağanını anıp kutlayamıyorum.
Sevgili Anne, en derin dileğim hayatın mucizesine uyanmak. Kendimi, her an kendim, hayatım ve senin için var olmaya eğiteceğime söz veriyorum. Gerçek varlığımın, sevdiğim sana sunabileceğim en güzel armağan olduğunu biliyorum.
Birer birer söz alıyoruz. Her birimizin sözü bir diğerinde bambaşka yansımalar yaratıyor. Tanıklık halindeyiz… Kendimize ve burada benzer ruh hallerinden geçen herkese… Ağlıyoruz, gülüyoruz, bolca paylaşıyoruz. Çünkü neden olmasın… Ağlamak da gülmek de yasa dair… Hatta birimizin getirdiği krakeri helva niyetiyle tadıyoruz.
Tekrar fark ediyoruz ki, her birimizin kayıpları başka, ve bir bakıma da her birimizin kaybı aynı… Fark ediyoruz ki, “yalnız değiliz”. Her dökülen yaşta ya bir mendil uzanıyor ya da bir el dizine dokunuyor zarifçe… Yas görülmek, dinlenmek, şefkat istiyor…
Kapanış
Sunağımızın ortasındaki mumu şu niyetle söndürüyoruz bugün;
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmem için bana huzur ver,
Değiştirebileceklerimi değiştirmek için cesaret ver,
Ve bu ikisini ayırt edebilmem için bilgelik ver.
Ayrılmadan önce Buse Hindistan’dan getirdiği renkli marteniçka iplerini bileklerimize bağlıyor. Ve her birimiz farklı niyetlerde düğümlerimizi atıyoruz vedalaşmadan önce. Kimimiz bir dua ile, kimimiz bir türküyle…
Evlerdeyiz
Akşam evlerimize vardığımızda her birimizin içindeki his nasıldı bilmiyorum(z) ama dilerim ki bugün bu alana getirdiğimiz niyetler, dilekler ara ara kalbinizde canlanır.
Eğer bugüne dair içinizden bir paylaşım geçiyorsa bu yazının en altına indiğinizde göreceğiniz alana yorum olarak bırakırsanız ne güzel olur…
Teşekkür
Birkaç teşekkürüm olacak izninizle,
Yas ve Ölüm Platformu’ndan öğretmenim Sevgili Berna Köker Poljak’a,
Bu ve birçok çalışmamda yanımda olan Gülşah’a,
Bir Kasım güzünü keyifli bir güneşe bırakan havaya, Büyükada ormanında karşımıza çıkan tüm canlılara ve doğaya,
Ve bu buluşmayı mümkün kılan elbette ki tüm katılımcılara…
İyi ki geldiniz, iyi ki bu doğanın desteği ile bu çemberde buluştuk.
Varlığınıza şükranla… Buse
Kaynakça
Yas ve Ölüm Bilgeliği Platformu www.yasveolumbilgeligi.org
Buse Agnaday blog www.busece.net/category/yas-notlari/
Buse Agnaday instagram @yasadokun @buseceflow
Dünyaya Aşk Mektubu Thich Nhat Hanh www.emergencemagazine.org/essay/ten-love-letters-to-the-earth/






Böyle bir çember içinde bulunmama vesile olan Buse’ye ve sonrasındada yalnız olmadığımı bana hatırlatan orada bulunan herkese çok teşekkür ederim🙏Sessizlik içinde yürürken içimdeki fırtınanın yavaşta olsa uysallaştığını hissetmek bana ne kadar iyi geldiğini anlatamam hele çemberimizi kurup içimizdeki değerli anıları paylaştığımız an’dan itibaren de dinlenilmek,sesimizin birileri tarafından duyulması,yalnız olmadığımızı bilmek bunlar ne kadar da değerli şeylermiş ve ne kadar da büyük ihtiyaçlarmış. Sessiz sırdaş olmanın değerini ve yas kabımı genişletmesine tanık olmak çok ama çok iyi hissettirdi tekrar teşekkür ederim.🙏💜
Gülşahcım… Ne mutlu oldum yazdıklarına. Sessiz tanıklık hali ile kabının genişlemiş olması… O kadar değerli bu sözlerin. İyi ki geldin, iyi ki bu çemberde sen de beni destekledin 🙂
Busecim, öncelikle çooook teşekkür ederim. Emeği geçen, sebep olan ve yoldaşlık eden tum varlıklara teşekkür ederim. Paylaşmak benim için zor olsa da yapabildim senin yüreklendirmenle. Yazdıgın gibi hem aynı, hem çok biricik yaslar. Aynılıkta nefes almak, farklılıkta nefes vermek gibi ve sonra bütünü ölümü solumak canlarımızla. Kimin ölü kimin canlı olduğunun iç içe girdiği geliş gidişler. Artık gönlümüzde var olan sevgililerimiz. Paylaşmak güzel. Sevgiler
Sevgili Nuray, elim kalbimde okudum yazdıklarını… her şey “sevgi”de birleşiyor dediğin gibi. Çemberde birlikte ses olduğumuz için çok mutluyum. Sevgimle…
Merhaba herkese tekrar
Çok sevdiğim adada,her zaman yürüdüğüm yollarda 2 Kasım günü bambaşka bir yürüyüş deneyimledim
Yıllar önce beraber yürüdüğüm yollarda şimdi onsuz yürüdüğüm canım kardeşim Deryam için çıktığım yolculuğuma bu sefer çoğuyla yeni tanıştığım, hepsinin kalbinde başka başka isimler olan insanlarla devam ettim
Benim gibi çok konuşan hatta hiç susmayan biri için sadece doğanın sesleriyle yürümek , yanındaki hiç kimseyle konuşmamak da apayrı bir tecrübe oldu.
Bu yolculuğa öncülük eden Buse ve Gülşah a ayrıca teşekkür ediyorum
Birbirini hiç tanımayan insanların çemberimizin etrafındaki içten paylaşımları ,samimiyetleri aynı dili konuşuyor ,benzer duyguları yaşamış ,yaşıyor ve yaşayacak olmaları bizi hem ağlattı hem güldürdü
Gruptaki arkadaşım Gökçe’yi bu yürüyüşe davet ederken biraz tedirgin olmuştum
Canım ablasını daha yeni kaybetmişti yaraları kabuk bağlamadan ben o kabukları kaldırıp canını kanatırmıyım diye endişelenmiştim
Öncesi ve sonrası konuşmalarımızda ikimize de yaşımla yürüyorum yalnız değilim çok iyi geldi iyi ki gelmişiz adaya
Doğaya adaya sonsuz sevgi ve şükranlarımı sunuyorum
Kaybettiğimiz değerlilerimizin doğanın bir parçası olduğunu bilmek doğaya sevgimi daha çok artırıyor
Gruptaki herkesin kalbinde bir mum yakarak bitiriyorum yazımı
İyi ki var oldunuz hayatımda …
Kadriyecim… ne güzel dile getirmişsin, kalbim sıcacık oldu.. Sevgili Derya için bu gün bir kez daha elim kalbimde. Gökçe ve senin “yalnız olmadığınız” hissini yaşamanız beni de çok mutlu etti. Evet yalnız değilsiniz, değiliz. iyi ki…