Yazın sıcağı iyice kendini gösterirken alternatif bir hafta sonu için önerim var… Hem diyorum ki; içinde spor olsun, keyif olsun, adrenalin olsun, yeşilin gölgesi olsun, suyun serinliği olsun… Daha ne olsun öyle değil mi?
Sansarak Kanyonu’nda trekking yapmak üzere doğasever bir grupla beraber sabahın erken saatlerinde yollardayız. Kanyon, Bursa’ya bağlı İznik ilçesine yakın bir konumda bulunuyor. Başlangıç noktamız Gürmüzlü Köyü çıkışı… Burada kıyafetlerimizi, yanımıza alacağımız çantayı ortama uygun hale getiriyoruz. Parkurun büyük bir bölümünü su içinde geçireceğimizden yanımıza alacaklarımız konusunda dikkatli olmamız gerekiyor. Mesela elektronik eşyalar… Ya su geçirmez özel kaplarda ya da en basit yöntem olan torba içinde taşınması gerekiyor. Ve ikinci bir önlem için hatta en kolay yöntem de çantanın içine çöp torbası geçirip onu dolduruyoruz ve böylece yanımıza aldığımız tüm eşyaları sudan etkilenmez hale geliyor…
Kanyon 7 km uzunluğunda ve buraya giden birçok ekibin aksine hedefimiz yolun tamamını geçmek…
Kanyonun güney girişindeki su bendine çalılık ve ağaçlar arasından geçen patikadan yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüş sonucu ulaşıyoruz. Bundan sonrası yol, kanyon içerisinden… Zaman zaman boyumuzu aşan suyu içinde, zaman zaman da dere kenarında ağaçlar arasındaki patikadan ilerliyoruz. Yürüyüş batonları gerçekten işe yarıyormuş… Sağladığı bilindik kolaylıkların dışında derenin yüksekliğini ölçmek için daha çok kullanıyorum. Su soğuk olmasına karşılık sıcakta hiç de kötü gelmiyor insana… Hatta yer yer akan şelalelerde yüzmeye ise asla hayır diyemeyeceğim… Yolun devamında bulunan mecburi kaya geçişlerini de atlatmamız gerekiyor ki devam edebilelim… Gücüm yolun sonuna doğru azalsa da eee yılmak yok, devam… Keyifli bir parkur olmasına karşılık zorluk derecesi yüksek bir yer burası…
Yaklaşık 6 saat süren zorlu geçişin ardına, orman içi patikadan aracımıza doğru gidiyoruz. Islak üstlerden kurtulup kendimizi ödüllendirmek için İznik’e doğru yola düşüyoruz. Güzel bir yemek ve yorgunluk kahvesine kim hayır diyebilir ki? Ertesi gün yaşayacağımız kas ağrıları yavaş yavaş kendini gösterirken bundan sonra tek isteğim ise, güzel bir uyku… Vücudumdan o günden kalan sızı ve morlukları sevdim; çünkü bu harika gün ve doğa hepsine değdi…
Bu yazı ilginizi çektiyse bunlara da göz atabilirsiniz;
“Geçmişin izinde Mysia Yolları’nda yürüyüş… Hazırlıklar…“
“TransMysia’da kalan günler…Gözlemlerim…“
“Kamp Ateşi’ni Yedigöller’de yaktık”




Su çok güzele benziyor, faydalı bir yazı. Sosyal medyadan takip etmek istedim sizi ama instagram sayfanıza ulaşılamıyor, bilginize.
Merhabalar… İlginiz için teşekkür ederim. Kusura bakmayın geç yanıt yazabildim. Instagramdaki geçici bir sorundu, şu an linkler doğru bir şekilde çalışıyor. Keyifle kalın 🙂