Ödüllere doymayan yönetmen… Can Kılcıoğlu…

can-kilcioglu

Kısa Film Atölyesi’ne katılmıştım uzun bir süre önce… Can Kılcıoğlu… Eğitmenimiz, yönetmenimiz… 2 ay boyunca yüzündeki gülümsemeden hiç ödün vermeden, zaman elverdiğince bütün bilgi birikimini aktaran Can… Atölye çalışmasının sonunda da kısa metrajlı bir film çektik…Bu fotoğraf da tüm günün yorgunluğu üzerine bir kare… Senaryo, kostüm, ışık, kamera, oyuncu hepsi bize aitti…

Uzun bir zamandır sizin de O’nu yakından tanımanızı istiyordum ve nihayet röportajı bahane edip bir araya gelebildik. Ne de iyi ettik, bir sürü yeni projesi varmış hayatında… Ve neden bilmiyorum o anlattıkça ben heyecanlanıyorum. Öyle bir enerjisi var ki sanki daha dün birlikteymişiz gibi sohbet kaldığı yerden devam ediyor sanki…

Busece: Genç yaşta ödüller aldın. Kısa zamana çok şey sığdırdın? Bunu nasıl başardın?

CK: Çok çalıştım. 15 yaşlarında karar vermiştim Yönetmen olmaya. Derslerim de kötüydü aslında. Sonra dedim ki “Bunu istiyorsan ders çalışman lazım” başladım çalışmaya ve lisede okul birincisi oldum bir dönem (gülümsüyor). Galatasaray Üniversitesi’nde Sinema Televizyon okudum ve üniversiteye girer girmez yönetmenlerin peşinde koşmaya başladım. Her yıl staj yaptım, çalıştım. Hiçbir yaz tatil yapmamış olabilirim. Ve çok izledim kendimi geliştirmek için.

Önce kısa filmler yaptım. Bazılarını anlamadı bile izleyenler… Onlar anlamadıkça evet moralim bozuldu ama çalışmaya devam ettim. 150 kişiyi bir salonda sizin kısa filminizi izlemeleri için toplamak büyük sorumluluk. Onların gözünden seyretmeye başlıyorsun bir süre sonra, üzülüyorsun, seviniyorsun, yaptığın espri onlara geçiyor mu bakıyorsun… Böyle böyle ilerledim. 2003’te Ablam Doğa Kılcıoğlu Esen’ın yönettiği “Üç Kulaklı” isimli belgeseli yaptık sonra onunla Altın Portakal aldık. 2007’de “Yoldaki Kedi” yi yönettim onunla Altın Koza ve 11 ödül aldık. Onun da yapımcısı Doğa’ydı.

Busece: “Karnaval” ilk uzun metrajlı filmindi. Beklediğin ilgiyi gördü mü? 

CK: 2013’te yaptım Karnaval’ı. Bir ilk olduğundan onun yeri ayrı. Bir filme başlarken bir şey hayal ediyorsun sonra bu dünyadaki karşılığını bulmaya çalışıyorsun. Hayalindekilerle örtüşen şeyler ne kadar çoksa o kadar mutlu oluyorsun. Böyle bakınca evet, Karnaval beni mutlu etti. Hayal ettiğim, sinemayla direkt alakası olmayan izleyicilerin de keyifle izlemesiydi, bir festival izleyicisinin de filmin derininde bir şey bulmasıydı ve evet o oldu. Bu bir “iyi hissetme” filmiydi, o oldu. Yurt dışında birçok festivalden davet aldık, Meksika, Amerika, Brezilya, Fas, Estonya, Belarus, Rusya, İngiltere, Almanya, Avusturya … bu da ayrıca bana inanılmaz keyif verdi. Çünkü Karnaval bir kara komedi ve bu çok tehlikelidir her zaman. Komedi çok yerel kaçabilir, herkes gülmeyebilir. Fakat öyle olmadı ve film insanlara ulaştı. Senin yazdığın bir espriye Estonyalıların gülüyor olmasının hazzını tarif edemem.

Bir de bu film ile İstanbul Film Festivali‘nde yarıştım. Atlas Sineması’nda 600 kişinin karşısına geçip “Ben çocukluk hayalimi gerçekleştirdim” demenin hazzı anlatılmaz ve hiçbir şeyle kıyasını yapamam. O an içimden tek söylediğim “İyi ki ben bu işi yapıyorum” oldu.

Busece: Yeni bir film projen var mı peki?

CK: “Dünya Evi” adlı bir projem var. Bunun için çeşitli yerlere başvurularımız var takip ettiğimiz. Dünya Evi apartmanda geçen bir kara komedi… Bir diğer proje de “Güzel Bir Gün”… Bunlardan hangisi önce çıkıp, hangisi yapılacak zaman içinde belli olacak.

Busece: Kısa metrajlı film düşünmüyor musun artık?

CK: Şu an düşünmüyorum aslında. Kafam biraz daha uzun metrajlı filmler için çalışıyor. Sanırım uzun metrajın yolculuğu beni daha çok heyecanlandırıyor şu sıralar.

Busece: Biraz da özel hayatından bahsedelim. Evlisin ve muhteşem bir eşin var. Bu yoğunluk içinde o da sana destek olmasa işin zor olurdu herhalde.

CK: Kesinlikle öyle. Düşünsene Karnaval nedeniyle ablamın da benim de evlilik takvimlerimizi değiştirmek zorunda kaldık. Eşim Ilgın da gerçek bir sinema aşığı ve benim yaptığım işleri ilk o okuyor, ilk o izliyor. Onun eleştirileri benim için çok kıymetli her zaman.

p1000131Busece: Bunun yanında bir de eğitmen tarafın var, benim de çok yakından bildiğim… Eee benim de içinde olduğum kısa film atölyesinde öğretmenimdin… (Gülüyoruz o günleri anımsayıp…)

CK: Evet benim de ilk çalışmalarımdı o zamanlar… Şimdi de çeşitli atölyelerim var, Craft’ta 5 yıldır kamera önü oyunculuk dersleri veriyorum. Bunun yanında Kadir Has Üniversitesi’nde yüksek lisansta Film Yapımına Giriş dersi veriyorum. Bir de beni heyecanlandıran birşey daha yapıyorum, o da hazırladığım Showreeller…

Busece: Ne demek Showreel?

CK: Oyuncuların portfolyosu aslında. Bu portfolyo aslında şöyle oluşuyor; oyuncunun şimdiye kadar yaptığı işlerin kolajını yapıyoruz. Burada şöyle bir sıkıntı var. Benim artık 400’ün üzerinde öğrencim var. İçlerinde çok yetenekli ve potansiyeli olanlar var. Sektörde yeni oldukları için yapım şirketleri ve ajanslar showreel istiyorlar, ama yolun başında olduklarından ellerinde böyle bir çalışma yok. Durum böyle olunca işe seçilemiyorlar, işe seçilmedikçe de showreelleri oluşmuyor. Bu kısır döngüyü kırmak için showreel prodüksiyonu bir diğer deyişle demoreel yapıyorum onlarla. Çeşitli sahneler hazırlayıp, o sahneleri çekiyoruz. Bu işi Türkiye’de ilk defa ben başlattım. Los Angeles ve Londra’da yapılan bir sistem bu. Oyuncunun potansiyelini gösterebilecekleri üç tane metin bulup onu çekip kurguluyorum. Bu hazırlanan çalışmayı daha sonra link halinde paylaşıyorlar. Bunun için Esta Showreel adında bir marka oluşturdum. Onunla şu an haşır neşirim ve çok keyif alıyorum. Çok yetenekli öğrencilerim var ve nasıl rolü alamıyorlar diye şaşırıyorum. Sert görünüşlü bir çocuksa hemen kötü adam oynatmak istiyorlar ama çok duygusal bir rolü de oynayabileceğini ben çok iyi biliyorum. İşte bunları bulup çıkartmaya çalışıyorum.

Akademik başarısını perdeye taşıyan bir yönetmen Can Kılcıoğlu… naif tarzı, hüzün ve muzırlığı içinde barındıran gülümsemesi ile izleyicilerinin hayatını Karnaval’a çeviren ender insanlardan… Ve ben her başarısında onu alkışlamaktan hiç yorulmuyorum. Tebrikler Can, yolun açık olsun…

Facebooktwittergoogle_pluslinkedin

Benzer yazılar

Yorum Yapın

*