Kıbrıs’a gittiğimizde elli yıla yakın süredir kapalı olan ve “Hayalet Şehir” olarak bilinen Maraş’ı görmek için bir günümüzü buraya ayırmak istedik.
Toplu taşıma ile Girne’den nasıl gideceğimizi bulmak biraz zor oldu ama bari siz zorlanmayın ben yazayım 🙂 Komtur firması Girne’den Mağusa’ya dolmuş kaldırıyor. Hatta telefonlarını en alta yazarım. Belli saatlerde var, onun için önceden ya biletinizi almanız gerekiyor ya da yer ayırtmanız. Araçlar küçük olduğundan çabuk da doluyor. Dönüş saatinizi de belirleyip Mağusa’ya geçtiğinizde dönüş biletinizi alırsanız geri dönmekte de sorun yaşamazsınız. Mağusa’ya vardığınızda fark ücret verirseniz sizi araçla Kapalı Maraş’ın girişine kadar da bırakıyorlar. Biz bu ara yolu giderken araçla gitmeyi, dönüşte terminale kadar yürümeyi tercih ettik.
Kapalı Maraş’ı dilerseniz yürüyerek gezmeyi tercih edebilirsiniz. Ama yok ben onca kilometreyi yürüyemem derseniz, bisiklet, scooter ya da akülü araçlardan kiralama imkanı da mevcut. Fiyatları yine aşağıda yazarım.
Kilometrelerce uzunlukta kumsalıyla, 1974’ten önce Akdeniz’in Las Vegas’ı olarak biliniyormuş Maraş. Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıslı Rumlardan oluşan nüfus güneye gitmek durumunda kalmış. Bugüne gelindiğinde de kalan hüzünlü an’lar, anı’lar…
Birleşmiş Milletler’in aldığı kararla sadece BM görevlileri ile Türk Silahlı Kuvvetler mensuplarının girebildiği Kapalı Maraş’ın 2020’de 1,5 km’lik sahil hattı açılmış, bu sene gittiğimizde (2023) 7 km’lik kısmı sivil halka açıktı.
Biz yürüyerek gezmeyi tercih ettik. Eğer yorulmam derseniz önerim siz de yürüyün. Ama yorucu ve yazın gidecekseniz sıcak olacağını da göz önüne alın tabii… Buraya giderken “eğleniriz, keyifli bir gün geçiririz” zihniyle gidiyorsanız sükut-u hayale uğrayabilirsiniz. Öyle selfie çekeyim, intagrama koyayım gözüyle çekilen fotoğraflar buranın atmosferi ile tezat taşıyor, tabii bu benim görüşüm.
Daha şehre girdiğiniz anda ortam sizi içine dahil ediyor. Çoğu binanın duvarında bomba izleri, evlerin ihtişamı ama buna karşılık yağmalanmış halleri, kapısına tahtalar gerilmiş, içleri boşalmış lüks otelleri, bankası, gözlükçüsü, restaurantları, sanat merkezleri, diskosu… Hala tabelaları duran onlarca dükkan… Sanırım fotoğraflar benim anlattıklarımdan daha fazlasını yansıtacaktır.
Ve benim en çok etkilendiğim bir şey de doğadaki dönüşümdü. Evlerin bahçelerindeki otlardan, çiçeklerden şu an evlere giriş bile mümkün olamazken, o evlerde belki de güzel anılar biriktiren ev sahiplerinin tek bir çanta ile yuvalarını terk etmek zorunda kalmalarını hayal etmek… Ya da otellerin duvarlarını, evlerin balkonlarını saran sarmaşıkların, kaktüslerin agresif tavırlarına direnen binalar… Gezerken düşünüyordum da, ben buraların 1970’lerdeki halini bilmeden bu kadar kalbim sıkışıyorsa ve yaşadıkları güzellikleri ve harekat sonrası yaşananlarla bu kadar darmadağın olabiliyorsam o dönem burada yaşayan biri şu an burayı gezerken ne hissediyordur acaba?
Bazı binaların ya da sokakların fotoğraflarını çekmek de şu an yasak… Genellikle çekilmez uyarısı varsa kafanızı kaldırdığınızda bu binaların çatısında ya hala burada konuşlanmış Birleşmiş Milletler askerlerini görüyorsunuz ya da Türk askerlerinin bulunduğu alanlar olduğu göze çarpıyor. Hala silahlıların etrafınızda varlığı ürpertici…
Ve Demokrasi Sokağı tabelası! İroni…
Sokaklarda gezinen askeri araçlarda benim için huzursuz ediciydi.
Sahil şeridinin büyük bir bölümü kapalı ama sınırlı bir kısmı da kullanıma açılmış… Masmavi Akdeniz’in görüntüsü, eğer burası zamanının Vegas’ı ise, “bu deniz Vegas’ta yok ama” dedirtiyor insana. Buraya geldiğiniz gün denize de girmek isterseniz mayonuz yanınızda olsun. Deniz kenarında küçük bir kafeterya ve soyunma odaları da bulunuyor.
Barclays Bank’ın burada bir şubesi varmış zamanında, önündeki güvenlik olduğunu görünce şaşırıyoruz. Niye ki diye düşünürken sohbet sırasında öğreniyoruz ki; o zamanlar insanlar eğer geç saatlerde bankaya para yatırmak isterlerse bir zarfa paralarını koyarlar ve küçük küçük kutudan içeri bırakırlarmış saat kaç olursa olsun. Sabah da akşam toplanan paralar ilgili hesaplara aktarılırmış. Harekat sonrası bankada kalan paraların tamamı bu şubede kalmış ve her sabah özel güvenlikler bu paraları hala sayıp kasa tutturuyorlarmış hala…
İçeride ara ara kafeler ve dinlenme alanları mevcut. Soluklanmak istediğinizde uygun fiyatla birşeyler atıştırabilir ya da içebilirsiniz.
Bügünden bende en çok iz bırakanlarsa… Yürürken orada yaşar gibi hayal etmek, toplanma alanlarındaki kalabalığı, eğlenceden ya da denizden döndüklerinde bu harika evlerin teraslarında atılan kahkahaları, belki geç saatlerde o güzel pubta ya da diskoda dinlenen müzikleri, dansları…. Ve o zorlayıcı gün geldiğinde yüzlerindeki ifadeleri, hal’lerini hayal etmek oldu. Ve biliyorum ki benim hislerim, onların yaşadıklarının zerresi değil…
Komtur Girne: 815 23 17 – 815 62 49
Komtur Mağusa: 366 64 18 – 366 26 23
Ziyaret Saatleri: 08:00 – 19:30
Kapalı Maraş’ta bisiklet ve scooter kirası (2023): 30.-TL / 2 saat – Golf Aracı 300.-TL-500.-TL / 40 dk
Bu yazı ilgini çektiyse bu yazıları da okumak isteyebilirsin;
Bu yazı ilginizi çektiyse aşağıdakiler de ilginizi çekebilir;
– Lefkoşa, Mağusa ve Hayalet Şehir Maraş



