Çocukluğum, Anılarım, Benim Hayallerim..

11CEN_9378

Doğduğum yer Şifa Sokak’tayım bugün… Bilen bilir önemini benim için… Heyecanlanırım her önünden geçerken… Çocukluğum, anılarım, kurduğum ilk hayaller gelir aklıma…

1CEN_9363Moda’nın eşsiz çıkmazlarından biri olan Şifa Sokak’ta büyüdüm. O sokakta büyüyen her çocuk gibi “sokak çocuğuyum” ben… Cümleye “Bizim zamanımızda” diye en sevmediğim başlangıcı yapacağım ama… Bizim zamanımızda “sokağa çıkmak” diye bir kavram vardı. Sabah kahvaltıdan sonra çıkılır, sadece yemek için eve girilir öğlen, akşam yemekten sonra tekrar atardık kendimizi dışarıya… Çıkmaz sokaklarda herkes tanır birbirini… Bırak sadece orada yaşayan insanları tanımayı her evi, her evin içindeki duyguları bile bilirdi herkes… Güven çemberimiz o kadar genişti ki… Ruhumuz özgür büyütüldük biz… Bağımsızlığımızı sonuna kadar yaşarken hangi çizgide durmamız gerektiğini de çok iyi bilirdik. Çocukluk hatalarımız olmaz mıydı? Olurdu elbet… Birimiz düşüp bir yerimiz kanadığında hangimizin annesi kızmayacaksa onun evinde soluğu alır, ona temizletirdik yaralarımızı… Ailelerimiz sınırımız değil, koruyanımızdı.

Mutlu çocuklardık biz… Mutlu insanların içine doğduk… Mutlulukla büyüdük… Ruhunu verdi Şifa Sokak bize… Oradan ayrılmamın 26.yılında karşılaştığım “sokak” arkadaşlarımla bugün hala kaldığımız yerden sohbet edebildiğimizi görmek nasıl güzel bir his… Bakkalımızı artık oğulları işletiyor ama ben yine bedava meyve suyumu alıp, önünde çekirdeğimi çitleyebiliyorum kahkahalı sohbet eşliğinde. Küçük de olsa ekip toplanıyor hemen eskilerden… Hepimizin artık birer çocuğu var ama bu sokak bizim çocukluğumuz, sadece bizim…

Her karesini adımlarken, benimle beraber aynı heyecanla hayallerimin sokağını 1CEN_9378fotoğraflayan arkadaşıma “eskiden biz burada, biz şurada…” diye cümleler kuruyorum. Saklambaç oynarken saklandığımız delikleri, apartmanların hangisinin girişini salıncak, hangisininkini kaydırak olarak kullandığımızı, nerede evcilik oynadığımızı, nerede şişe çevirdiğimizi, ilk aşkımın oturduğu evi gösteriyorum… Artık kalmasa da sokağın sonundaki o zamanların popüler liselerinden biri olan Moda Koleji’nin şimdi virane halini gördüğümde içim buruluyor… Ben küçükken sokağın sonu denizdi. Akşamüstü kekler, kurabiyeler yapılır buradaki denize sıfır çay bahçesine inilir, isteyen çayını yudumlar, isteyen de yanaşan kayıklarıyla denize açılırdı. “bizim” sokağımızın bağlantısıyla şimdi sahil yoluna kestirme iniş yapılıyor. Artık insanların daha çok geçiş yolu olarak kullandığını görmek üzüyor tabii… Öyle miydi eskiden? Sokağa yabancı biri girdiğinde biz çocuklar bile “Nasıl yardımcı olabiliriz?” diye yanaşırdık hemen… Eeee hoş gelmişler ama bizim sokaklı değillerdi ne de olsa… Hem sokağımızı korumalı hem de yardımcı olmalıydık farklı simalara…

Kar yağdığında sokak ayrı bir havaya bürünürdü. Taaa caddenin başından yolu keserdi ağabeylerimiz… Biz çocuklara kalansa kızağını, plastik ya da tahta oturakları kapıp Yoğurtçu Parkı’na kadar kaymak olurdu. Tek görevimiz soğuğa dayanamayacak hale gelene kadar eğlenmekti!..

1CEN_9366Sokağın sonuna doğru bana göre “yeni” açılan Juliet Rooms & Kitchen da kahvemi yudumlarken; masalardaki hiçbir insanın, bulunduğumuz bu sokağa bakarken benim duygularımı hissetmediğini biliyorum… Oysa ben, üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen hala üzerinde hayaller kurduğumuz o duvarda otururken nasıl da heyecanlanıyorum.

Doğduğum, büyüdüğüm yuvama bakarken içimdeki çocuğun gözleri buğulanıyor. İlk ödevlerimi yaptığım odamı, babamla şeftali yediğimiz balkonu, ağabeyimle dans ettiğimiz koridoru, sobada kestane pişirdiğimiz salonu tekrar yaşamak istiyorum. Bugünkü sahipleri bu hayalimi gerçekleştirmeme izin verirler mi bilmiyorum ama bildiğim bir gün kapılarını tıklatacağım. Çünkü ben Şifa sokağın çocuğuyum!

Siz de benim gibi doğduğunuz yerde kendinizden hala izler arıyorsanız ve Moda tutkunuzsa eğer;

“Moda’da meyhane içinde ayazma: Aya Ekaterini” ve 

“Kadıköy’de kahvenin kalbi Dört Kadıköy’de atıyor” yazılarım da ilginizi çekebilir…

Düzenleme 05.04.2018: Bu yazıyı yazdıktan 6 ay kadar sonra hani o koridorlarda dans ettiğimiz, sonrasında beraber yapacağımız motor seyahatlerini hayal ettiğimiz ağabeyimi uğurladım. Bu yazıyı yazdıktan sonra O’nunla uzun uzun yazışıp baya eğlenmiştik; şunu da yapardık, bunu da yapardık diye… Yarın da babamın doğum günü; beni ben yapan adamın… Sizi düşünürken tek hissettiğim “sevgi”… İkinizin de istediğini yapıyorum evet; hayallerimin peşindeyim… Ve yine sizin tabirinizle “Maviş… sizin için de bakmaya devam ediyor”…

“Kahrol Kanser!”

“Özlemim… Babam…”

Facebooktwittergoogle_pluslinkedin

Benzer yazılar

“Çocukluğum, Anılarım, Benim Hayallerim..” İçin 4 Yorum Var

  1. Gül Ardem

    Merhaba şifa sokağındakiapartman beşyuva apartmanı mı.

    1. buse

      Aynen öyle 🙂 ya siz?

  2. buse

    Modalı olarak ne güzel ki şanslı azınlıklardanız o zaman 🙂 Keyifle kalın…

  3. zeynep erten iscen

    gunaydin bey gunaydin, bana bir gunaydin gazetesi verir misiniz???

Yorum Yapın

*