Bir İstanbullu Gözünden İzmir’de Yaşam

Bir İstanbullu Gözünden İzmir'de Yaşam

  Hani bir yarışma vardı eskiden… “100 kişiye sorduk 75’i dedi ki…” lerle başlardı sorular… İşte ben de sorsam İstanbullara; “Elinde fırsat olsa nerede yaşardın?”, birçoğu “Yolumu bir gün Ege ile buluşturacağım” der… Bunun farklı cevap versiyonları da var…”O yer mutlaka İzmir olacak”… “Emekli olunca bir Ege kasabasına yerleşeceğim”… gibi gibi… Yeni bir yaşam için İzmir’i denemek isteme nedenlerimizde, bizde de bu düşüncelerin bir bölümü vardı. Bunlara ek başka meraklar da zihnimizde dolanıyordu. Bu yazıda işte bunlardan bahsetmek istedim… Ne hayal ettik, nelerle karşılaştık? İzmir anlatıldığı gibi mi? Dışarıya yansıtılmayan…

Devamı...

Hayata zorunlu mola… Corona…

Hayata zorunlu mola... Corona...

Ben ki bir gün evden çıkmasam vırvırlanırım ev bana göre değil diye… Ada’ya geleli bir yıl oldu ve baya bir azaldı aslında bu durum… Sanırım şehir hayatıymış bana ağır gelen… Ada’da yaşıyoruz ama neredeyse her gün geçiyordum İstanbul’a, hep bir iş güç vs … Şimdi haftalardır evdeyim(z)… O bilim kurgu filmlerinin yansımasına döndü hayatımız… ve o filmlerin iki saat sonra biteceğini bilirken biz daha ucunu bile göremedik yaşadığımız durumun… Bana en acı verense insanların acılarının akşam 19.00 sularında çıkan istatiksel rakamlardan takip ediliyor olması… kayıplara mı üzüleyim, hasta olup atlatıp…

Devamı...

Büyükada’da yeni yaşamım…

Büyükada'da yeni yaşamım...

Dördüncü mevsimi geçiriyoruz Ada’da… Buralı olmak 17’li yaşlardaki hayalimdi… 20’li yaşlarımda artık kendi evime çıkma aşamasına gelmiştim ki, İstanbul’da büyük deprem oldu… Adalardaki evler güvensiz söylentileri ile birlikte benim hayal tam da ucuna gelmişken puff deyip uçtu, gitti… Sonra mı? Sonrasında “bilgili turist” oldum. Beyaz yakalı dönemimde bankada bir sunum mu yapmam gerekiyor? Koş Ada’ya, vur kendini ormana, yap provalarını… Doğum günü kutlaması mı var? Ara Burgaz’da sevdiğin balıkçıyı, çek iyotu, ye güzel mezeleri… Keyifsiz miyim? Al kitabını, atla vapura, yayıl ağaçlardan birinin altına… Yaz-kış fark etmez ama favorin ne dersen kışın…

Devamı...

Büyükada Rum Yetimhanesi’nin gizemi…

Büyükada Rum Yetimhanesi'nin gizemi...

İstanbul’da yaşayıp henüz Adalar’a gitmemiş arkadaşlarım olduğunu bilirim. Bense bayılırım! Mutlu olduğumda giderim, mutsuz olduğumda giderim, evde kitap okuyacağıma orada okuyayım deyip giderim, kahvaltı derim, dondurma yemeğe derim; giderim de giderim… Favorim Heybeli ve Burgaz olsa da Büyükada’da konu Adalar ise olmazsa olmaz tabii… Bu kadar yolumu düşürmeme karşılık ben de yepyeni bir yer keşfettim yakın zamanda Büyükada’da; Rum Yetimhanesi… Bir yere gittiğimde kaybolmayı severim. Çam ormanının içindeki patikada sağıma aldığım masmavi deniz manzarası bana eşlik ederken, ıssız tepede karşıma bütün bir heybetiyle karşıma çıkan bu ihtişamlı yapıyı daha sonra…

Devamı...

Pera Palace’ın gizem dolu odalarında kızımın hayallerine yürürken…

Pera Palace'ın gizem dolu odalarında kızımın hayallerine yürürken...

Hepimizin ölmeden evvel yapacaklarımız üzerine bir listesi var ya… Kızımınki de yavaş yavaş oluşuyor. Ve uzun bir süredir listenin ilk sırasında yer alan tek bir şey var ki işte o da bu yazının konusu… Beren, serisinin dördüncüsüne geldiği Delal Arya’nın Pera Günlükleri isimli polisiye bir çocuk romanı okuyor. Bu romanla birlikte de Pera Palace’a gidip Agatha Christie’nin odasını görmek en büyük hayali oldu… İlk önceleri şöyle bir sohbet geçiyordu aramızda: “Anne, Pera Palace diye bir otel var mı?” “Var, Berencim…” “Orada Agatha Christie’nin bir odası varsa ne yapıp edip bir…

Devamı...

Balat’ı bu hafta sonu çekin içinize…

Balat'ı bu hafta sonu çekin içinize...

Balat’ta kaybolmak lazım… Sokaklarını umarsızca gezmek… Dokusuna dokunmak lazım… Bildik yerler zaten yerlerinde yıllardır, onları çoktan gezmişsinizdir diye tahmin ediyorum; kiliseleri, sinegogları, patrikhanesi, meşhur meyhanesi… Balat’taydım yine geçenlerde… Arada adımlarım sokaklarını… Seviyorum çünkü yeni simalarla merhabalaşmayı… Sokak aralarında oynayan çocuklardan ayağıma seken topa vurmayı… Cumbalı evlerinde camdan cama dedikodu yapan ablalara gülümsemeyi, kapısında oya işleyen teyzeyi fotoğraflamayı… Bazen soluklanmak istiyor insan… Gördüklerini sindirmek ve o anda bile karşınıza çılgın bir yer çıkabiliyor Balat sokaklarında… Mesela ‘Derviş Baba’ Deliler, Abdallar, Meczuplar, Aşıklar Kahvehanesi’ni duydunuz mu hiç? Aslında uzun zamandır hizmet veriyormuş… Farkı…

Devamı...