“Son Urartulu” Mehmet Amca

"Son Urartulu" Mehmet Amca

Sizi Mehmet Amca ile tanıştırayım. Kendisi Van Çavuştepe Kalesi’nin bekçisi… O “Son Urartulu” olarak da tanınıyor. Mehmet Amca, Mehmet Kuşman, askerden döndüğünde kalede arkeolojik kazılar başlatılmış. Profesör ona bekçilik teklif ediyor ve o da kabul ediyor. Kazılar sırasında bir kitabeye rastlıyorlar. Profesör, Mehmet Amca’ya “Bir kitabe bulduk kazılarda ama bunları kime okutacağız” diye sohbet ederken, Mehmet Amca “Siz profesörsünüz, siz okuyamaz mısınız” der. O da bunun kendi branşı olmadığını, Sümerologların alanı olduğunu söyler. “Hocam peki ben öğrenemez miyim” deyince, profesör güler ve “Sen ilkokul diplomanla bunu okuyamazsın” der. Mehmet Amca…

Devamı...

Corona döneminde Kıbrıs

Corona döneminde Kıbrıs

Corono günlerinin evde kalma sürecine kısa bir mola verelim dedik. Önce Doğu Karadeniz mi yapsak diye düşündük ama süre kısıtlı olduğundan Trabzon’a da uçakla gitmemiz gerekiyordu. Madem uçağa bineceğiz salgının yeni dalgası gelmeden bari ayağımız deniz görsün deyip rotayı kuzeyden epey bir güneye Kıbrıs’a çevirdik. İki hafta öncesinde tüm ayarlamaları tamamladık. Tamamladık da ne oldu? Üç gün öncesinde tüm prosedürler değişti. Ödül mü ceza mı derken, keyifli – keyifsiz bir sürü durumun ardına “ilginç tatillerimiz” arasına adını yazdırmayı başardı sağolsun Kıbrıs… PCR testi nasıl yapılıyor? Kıbrıs’a girerken ikinci bir test…

Devamı...

Hindistan’da nasıl? Türkiye’de nasıl?

Hindistan'ın kalbi Delhi...

  Hindistan’a gidenler, ya severmiş ya da nefret edermiş Hindistan’dan… Ben seven taraftayım… Amerika’dan döndüğümde de “Amerika’da nasıl? Türkiye’de nasıl?” diye bir yazı yazmıştım. Kaldığım süreden bağımsız yeni bir kültüre tanık olmak, farklı insanlarla selamlaşmak, o ülkenin normallerinin bende yarattığı şaşkınlığı kendimde yaşamayı seviyorum. Bunun için bol bol not tutuyorum, beni şaşırtan şeyleri… Çünkü gittiğim yerde biraz da uzun kalıyorsam normalleşiyor, bu olsun istemiyorum. Hindistan’a gelince… Farklılıkları seven benim gibiler için cennet… Her şey kendine özel… Ve ben bu sefer de Hindistan’da nasıl? Türkiye’de nasıl? diye bir liste hazırladım… Keyifli…

Devamı...

Büyülü Şehir Rishikesh

Büyülü Şehir Rishikesh

En uzun tren yolculuğumuzun ardından 11.30 gibi son şehrimiz olan Rishkesh’te… Ganga (Ganj) Nehri’nin doğduğu yerdeyiz… Himalayalar hemen yanı başımızda artık… İlahi Şehir denilen Rishikesh’e daha adımımı attığımda atmosferi beni içine çekmeyi başarıyor… Burayı seveceğim kesin! Merkeze 20 dakika kadar yürüme mesafede kaldığımız GoStop Hostel… Temizce ama harika değil… Merkezde okullar olduğundan hostellere izin olmadığı söylendi, açıkçası ben de hiç görmedim içlerde hostel… Onun için biraz yürüme yolumuz var şehrin kalbine… Ama benim için sorun değil, çünkü her sokak zaten yabancı olduğundan, her gidiş gelişte farklı bir yolu kullanıp yeni…

Devamı...

Fare Tapınağı ile Bikaner

Fare Tapınağı ile Bikaner

Sabah en keyifli tren yolculuğumuzu yaptık… İnanılacak gibi değildi ama boştu! ve bir ayağımız bir yatakta diğer ayağamız başka bir yatakta yayıldık walla… Tepemizdeki ranzayı da açmamız gerekmediğinden ferah bir yolculuk fırsatı yakaladık ilk defa…. Hatta film izleyip, biraz uyudum bile yolda… Trende uyuyabilmek büyük bir lüks benim için Hindistan’da… Akşamüstü Bikaner tren garındayız… Gardan taksi ile sarayımıza gideceğiz. Evet yanlış duymadınız bu gece bir sarayda kalacağız… Hostelden saraya 🙂 Tezatlar ülkesi olduğunu söylemiştim Hindistan’ın… Kalacağımız sarayın adı Maharaja Ganga Mahal… Burası gerçekten bir saraymış… Ama öyle kocaman bir yer hayal…

Devamı...

Çölde bir gece… Jaisalmer

Çölde bir gece... Jaisalmer

Maceralı yataklı otobüs yolculuğumuz sonrası, günlerden çöl… Sabah şehir tümmm sıcaklığı ile merhaba diyor. Öğleden sonra safari araçları bizi alana kadar dinleneceğimiz otele geldik. Çok güzel bir çatı terası var Shanti Hotel‘in… Bu çatıya bakan odayı da bize tahsis ettiler sağ olsunlar… Bu sayede gidene kadar klimalı odada dinlenme ve duş imkanı da yakalamış olduk… Terasta güzel bir kahvaltı yaptık sabah ama oturup iki muhabbet ne mümkün… Bırak sohbeti gözünü açman mümkün değil sıcaktan… 45 dereceleri geçti burada hava nefes almak bile güçleşti artık… Neredeyse her şehirde gördüğümüz kalelerden burada…

Devamı...