3. Gün: Maksempınar – Akçalar Gece soğuk gerçekten zorladı. Dedikleri gibi çiğ yağdı, çadırın içi bile ıslaktı. İçlik, polar vs hak getire, içim dondu. Erken saatlerde ayaktaydık. Çiftliğin sahipleri de akşam dedikleri gibi 8:00 gibi geldiler. Altı erkek ve biz açma, simit, taze ekmek, yumurta, domates, pekmezden oluşan mükellef bir kahvaltı yaptık. Sohbet sırasında daha önce altmış kişilik bisiklet grubunun buraya geldiklerini gördüklerini ama daha önce hiç yürüyene denk gelmediklerini söylediler, pek bilindik bir trekking parkuru olmadığını biliyorum da yol üstündeki insanların da bi’ haber olması ilginç geliyor. Sofra muhabetinin…
Devamı...Kategori: Kamp
TransMysia ilk iki gün…
Misi Köyü’ne varış… Bursa’dan iki aktarma ile TransMysia parkurunun başlangıç noktası olan Misi Köyü’ne geldik. Sırt çantaları üzerimizde, hem rota konusunda destek veren Osman ile tanışmak hem de aklımızdaki diğer sorular için belediyenin ofisine gittik önce. Osman buluşuruz demişti ama izne ayrılmış bu hafta. Öyle olunca aynı konuları Irene Hanım’a anlatmak durumunda kaldık. Özellikle ilk gecemiz konusunda da destek verdi sağolsun. Ondan sonrası günler, Osman’la gitmeden önce yaptığımız görüşmelerde anlattığı kadar basit geçmedi açıkçası, ilerleyen günlerde anlatacağım. Çantaları ofise bırakıp hem köyü keşfedelim hem de çadır atabileceğimiz bir yer var…
Devamı...Geçmişin İzinde Mysia Yolları’nda Yürüyüş… Hazırlıklar…
Yine bir hayalimle başladı herşey… Yurtdışında aklımda bir yol var yürümek istediğim. Vee bu yola çıkmadan önce daha önce hiç deneyimlemediğim uzun süreli trekking denemesini ülkemde yapmam gerektiğini düşündüm. Evet iki günlük parkurlar halinde Likya Yolu’nun üç etabını belli zamanlarda yaptım. Ama bunları yaparken tüm eşyalarım sırtımdaki çantamda değildi ve küçük sırt çantamın içinde o günün kumanyası haricinde pek birşey yokken yapmış, akşamları rahat yataklı otelime gitmiştim. Benzer şekilde günübirlik zor parkurlar yaptığımda da eşyalarımın fazlalığını hep araçta bırakıyordum. Hedeflediğim yürüyüş yolu uzun bir yol ve tüm yolu o sırt…
Devamı...Kamp Ateşi’ni Yedigöller’de Yaktık…
Kızımla uzun zamandır deneyimlemek istediğim bir aktiviteydi kamp… Mevsim itibariyle de tam zamanı dedik ve arkadaşlarımızı da kapıp, bunun için en güzel yerlerden biri olan Yedigöller’e doğru rotamızı belirledik. Birlikte ilk kamp deneyimimiz olacağından onun kadar ben de heyecanlıydım. Sabahın erken saatlerinde yaklaşık dört saat sürecek yolculuğumuz başladı. Bu yolculuğun ilk meyvesini ağaçlardan gökyüzünü göremediğimiz bir doğayla buluştuğumuzda almıştık bile. Gelir gelmez Nazlıgöl’ün hemen yanına çadırlarımızı kurduk. Matler, uyku tulumları da yerlerini bulduktan sonra, kızım ve arkadaşı gölün etrafında keşif turlarına başlamıştı bile. Biz de şehrin kaosundan kaçmış olmanın haklı…
Devamı...Özü Buluş Tatili: Tanzanya!
Hazırlıklar tamam… Biletler alındı, tur ayarlandı. Sırt çantaları, safari şapkası, uyku tulumları hazır… Sarı humma, tifo ve tetanoz aşıları yapıldı, sıtma ilaçları alındı. O zaman ne duruyoruz… THY uçağında keyifli bir yolculukla tatilimiz başladı. Yaklaşık 7.30 saat süren yolculuğumuzun ardından Kilimanjaro havaalanına vardık. Oldukça küçük bir havaalanı. Vize orada alınıyor 50$ karşılığında. Kolay zannettiğimiz vize işleri oldukça sancılı geçti. Siz siz olun biletinizin fotokopisini yanınıza almayı unutmayın… Aracımız ve bize 8 gün boyunca eşlik edecek rehberimiz bizi havaalanında karşıladı. Yaklaşık bir saat süren yolculuğumuzun ardından Arusha’ya yakın Grand Impala Hotel’e vardığımızda saat 03.30’tu. Otelin geceliğinin 130$…
Devamı...