Babam…
Varlığıyla nefes aldığım…
Sevdiğim…
İlk aşkım…
Yanlışımla sevenim…
Doğrularıyla dövenim…
Gururum…
Tavlayı öğretenim…
Kucağında ağladığım…
İlk aşkım…
Öğrendiğim…
Güvendiğim…
Elini hep hissettiğim…
Dünya yıkılsa beni çıkarır dediğim…
Çaresizliklerimde ilacım…
Her giydiğimi yakıştıranım…
Vicdanım…
Dikbaşlılığım…
Mücadeleciliğim…
Kendi ayaklarımın üzerine bastıranım…
Yönlendirenim…
Fenerbahçe’yi sevdirenim…
Savunanım…
Bin kere gelsem dünyaya bin kere sen dediğim…
Örnek adamım…
Kahramanım…
Beni ben yapanım…
Babam…
Çocuklarına “İşte O ‘benim’ babam!” dedirten tüm babalara sevgimle…
Bu yazı ilgini çektiyse sayfamdaki bu bölüme de göz gezdirebilirsin.
Öfff yaaa, neler yaziyorsun babandan ve agabeyinden yaaa…! Insanin hüngür hüngür aglamasai geliyor. Buse, kusura bakma, ben yurtdisinda büyüdüm, türkcem berbatdir. Blogunu bayildim. Sende benim gibi acaip seyler yapmayi seviyorsun (parasüt, paragliding…). Ben Yeni Zelandada Bungee yapmistim…! 🙂 30 sene önce…!
Mutlulukar diliyorum sana, Cenk’e ve dünya güzeli kizina.
Tekrar merhabalar… Kayıplar insanları büyütürmüş, sanırım biraz fazla sınandım ama olsun.. Onlar da görsünler benim gözlerimden diye, daha bi fazla gözlerimi açıyorum dünyaya 🙂
Evet heyecanı seviyorum. Bungee harika bir histir herhalde yaşadığınız, ne güzel… Uçaktan atlayış videomu da mutlaka izleyelisiniz eminim o da hoşunuza gidecek… Keyifle kalın 🙂